1938 Kenya doğumlu olan yazar, İngilizcenin evrensel dil olarak kabulünü, sömürgeleştirme sürecinin bir parçası ve zihnin sömürgeleştirilmesi olarak niteleyerek, kitaplarını anadili olan Gikuyu dilinde yazmayı tercih ediyor. Bunun yanısıra Hristiyanlığı ve vaftiz edilirken kendisine verilen James Ngugi adını da reddederek Niguri Wa Thiong’o adını alıyor.  " />
1938 Kenya doğumlu olan yazar, İngilizcenin evrensel dil olarak kabulünü, sömürgeleştirme sürecinin bir parçası ve zihnin sömürgeleştirilmesi olarak niteleyerek, kitaplarını anadili olan Gikuyu dilinde yazmayı tercih ediyor. Bunun yanısıra Hristiyanlığı ve vaftiz edilirken kendisine verilen James Ngugi adını da reddederek Niguri Wa Thiong’o adını alıyor.  "/>

Bir Buğday Tanesi, Ngugi wa Thiongo

Kitap Yorum
Bir Buğday Tanesi, Ngugi wa Thiongo

"Bugünler için kan döküldü. Barakalarımızdaki lekeler kurbanlık koçlardan akan kanın değil, biz yaşayalım diye ölen oğullarımızın ve kızlarımızın damarlarından akan kanın lekesidir." 

1938 Kenya doğumlu olan yazar, İngilizcenin evrensel dil olarak kabulünü, sömürgeleştirme sürecinin bir parçası ve zihnin sömürgeleştirilmesi olarak niteleyerek, kitaplarını anadili olan Gikuyu dilinde yazmayı tercih ediyor. Bunun yanısıra Hristiyanlığı ve vaftiz edilirken kendisine verilen James Ngugi adını da reddederek Niguri Wa Thiong’o adını alıyor. 

Ailesi Mau Mau ayaklanmasında yakalanan, annesi işkencelere maruz kalan, tutuklanan, sürgüne gönderilen Niguri Wa Thiong’onun ülkesini, halkını içten bir anlatımla okuyucuyla buluşturduğu Bir Buğday Tanesi yazarın dilimize çevrilen tek kitabı. 

Kenya’nın tarihsel sürecini ve bağımsızlığını ilan ettiği yılları konu alan kitap, 1922-1963 dönemi arasında gidip gelen bir seyir izliyor. 

Niguri Wa Thiong’o, İngiliz sömürgesiyle toprakları ellerinden alınan, köleleşen, çeşitli eziyetlere maruz kalan Kenya’lıların bağımsızlık mücadelesini, hayatta kalma savaşını, ikilemlerini, ihanetlerini yalın bir dille aktarırken, bağımsızlığın ardından yaratılan hayali kahramanları, pişmanlıkları, sömürge döneminde ‘efendilere’ biat ederek, kendi halkını görmezden gelenlerin bağımsızlıkla içine düştükleri korkuları da gözler önüne seriyor.

"Ve atladı hendeğe,

Askere söyledikleri saplandı bir mızrak gibi kalbime;

Kadını dövmeyeceksin dedi,

Hamile bir kadını dövmeyeceksin dedi askere

O an herşey durdu hendekte

Toprak bile sessizdi, 

Ve onu alıp götürdüklerinde 

Döküldü yüzümden kan kırmızısı yaşlar"

Buket Özsanat
9 Şubat 2016 Salı
1541 Görüntülenme

Facebook Yorumları

Site İçi Arama
Anket Tümü
Kitap okumanıza en çok engel olan şey nedir?