“Yakın olduğu her kadın, bana kendimle ilgili bir şeyler öğretmiştir. Bu kadınlar, beni daha iyi bir insan yapmışlardır.”
“Adamlar televizyonları izleyip söylentileri dinleyecekler. Gazetelerde, hırsızlık ve saldırı suçuyla arandıklarını okuyacaklar, başka bir şey için değil. Kadının bedeninin üzerine suskunluğun bir örtü gibi çekildiğini anlayacaklar. Çok utanıyor, diye düşünecekler, anlatmaya utanıyor ve yaşadıkları serüveni hatırlayıp keyifle gülecekler. Lucy bu zaferi onlara tattırmaya razı mı?”
“Tarafsız gözle bakıldığında ben yalnız bir kadınım. Erkek kardeşim yok. Bir babam var ama uzakta, ayrıca burada geçerli olan koşullar göz önüne alındığında, güçsüz. Sığınmak için, korunmak için kime başvurabilirim.”
"Öğretmenliği sürdürüyor, çünkü geçimini bu yoldan sağlıyor; aynı zamanda ders vermek, ona alçakgönüllü olmayı öğretiyor, dünyadaki yerinin ne olduğunu anlatıyor. Bu konudaki ironi gözünden kaçmıyor: Bir şey öğretmeye gelen kişi, en ser dersi alıyor, bir şey öğrenmeye gelenlerse hiçbir şey öğrenmiyorlar. "
"Çocukluğu, kadınlarla dolu bir ailede geçmişti. Annesi, teyzeleri, kız kardeşleri birer birer ölünce onların yerini metresler, eşler ve bir kız evlat almıştı. Kadınlarla yaşamak onu kadınsever biri yapmıştı; hatta neredeyse kadın düşkünü olmuştu. (…)Bir kadına belli bir biçimde, belli bir amaçla bakınca kadın, onun bakışına karşılık verirdi; hiç şaşmazdı. Hep böyle yaşamıştı; yıllarca, onyıllarca, yaşamının temel direği buydu.
Sonra, günün birinde bütün bunlar sona ermişti. Hiçbir uyarıda bulunmadan, bütün gücü silinip gitmişti. Bir zamanlar bakışlarına karşılık veren bakışlar, üzerinde durmuyor, başka yana kayıyor, onu görmeden geçiyordu. Bir gecede hayalet olmuştu. Bir kadını isterse onun peşinden gitmeyi, hatta çoğu kez, şu ya da bu biçimde, onu satın almayı da öğrenmesi gerekiyordu.
Telaş ve kaygı içinde, gelişigüzel cinsel ilişkiler yaşamaya başladı. Meslektaşlarının eşleriyle düşüp kalktı; deniz kıyısındaki barlarda ya da Club Italia’da turistlere yanaştı; fahişelerle yattı."
"Şiir insanı ya ilk anda etkiler ya da hiç etkilemez. Bir anda zihinde ışık çakar ve bir anda karşılık verirsin. Şimşek çakışı gibi. Aşık olmak gibi."
"Çünkü bir kadının güzelliği yalnızca onun malı değildir. Onun dünyaya sunduğu cömertliğin bir parçasıdır. Bunu paylaşması gerekir."
"(Lucifer) İlkeleriyle değil, dürtüleriyle hareket eder, dürtülerinin kaynağını da bilemez. "
"David, hoş görünmek için çaba harcamayan kadınlardan hiç hoşlanmaz. (…) Gururlanılacak şey değil bu; kafasına çöreklenmiş, yerleşmiş bir önyargı. Zihni, gidecek yeri olmayan boş, yavan düşüncelerin sığınağı olmuş. Onları dışarı atmalı, zihnini temizlemeli. Ama bunu yapmak gelmiyor içinden ya da yeterince gelmiyor."
"Islah olmaya hazır değilim. Kendim olmaya devam etmek istiyorum."
"Benim davam, arzunun hakları üzerine kurulu"
"İnsanın bir şeylere sahip olması çok riskli: bir arabaya, bir çift ayakkabıya, bir paket sigaraya. Yeterli şey yok, arabalar yetersiz, ayakkabılar yetersiz, sigara yetersiz. İnsan çok, mal az. Olan şeyler dolaşıma girmeli, böylece herkes bir günlüğüne mutlu olma fırsatı bulabilir. Kuram bu işte; kuramı uygula, getirdiği rahatlıkları kullan. İnsanların kötülüğü olmayacak; yalnızca büyük bir dolaşım sistemi olacak, acıma ya da terör bu sistemi etkilemeyecek. Bu ülkedeki yaşam böyle görülmeli, yani şematik açıdan. Yoksa çıldırır insan. Arabalar, ayakkabılar; bir de kadınlar var. Bu sistemde kadınlara ve onların başına gelenlere de bir bölüm ayrılmalı."
"İnsan yaşıyorsa her şey yolunda demektir."
"Ara sıra kandırılamayan köpekler olursa, bunun nedeni David’in varlığı; yanlış koku salgılıyor (İnsanın düşüncesinin kokusunu alabilirler), utanmanın kokusunu."
"Bugünü unutmamalıyım diye düşünüyor David, tükenmiş, yan yana yatarlarken. Melanie Isaacs’ın tatlı, genç bedeninden sonra geldiğim yere bakın. Alışmam gereken işte, bu, hatta daha da aşağısı."
"Etrafımda huzur istiyorum. Huzur olması için her şeyi yapmaya, her türlü özveride bulunmaya hazırım."
"'Demek erkeklere hiçbir sınır tanımadan içgüdülerine uymaları için izin verilmeli, öyle mi? Alınacak ahlak dersi bu mu?"
J.M.Coetzee, Utanç Kitap yorumu için tıklayınız