Esra Türkekul, Cadıbostanı Cinayeti

Ne Okuyoruz
Esra Türkekul, Cadıbostanı Cinayeti

Bu hafta Kitap Düşleri olarak, Mylos Kitap tarafından Nisan ayında okuyucuyla buluşturulan Esra Türkekul'un yeni kitabı Cadıbostanı Cinayeti'ni okuyoruz.

Bakalım Berna ile yolculuğumuzda bizleri neler bekliyor.

Herkese keyifli okumalar. 

Tanıtım Bülteni

İlk romanı Kapalıçarşı Cinayeti ile polisiye dünyasına Berna Tekdemir karakterini kazandıran, okurlar ve eleştirmenlerden tam not alan Esra Türkekul'un yeni kitabı Cadıbostanı Cinayeti raflarda!

Berna geri döndü. Kapalıçarşı Cinayeti'nde gezdirdiği Amerikalı turist öldürülünce polisiye işlere bulaşan genç rehber, bu sefer uslu uslu evinde otursa da kapısını gene bir cinayet çalıyor. Evinin yakınında, burnunun dibinde bir adam çalılıklarda ölü bulunuyor. Üstelik tahkikata gelenlerden biri ilk cinayetten tanıdığı İlker Komiser, meğer o da başkomiser olmuş. Böylece Berna'nın annesi Süreyya ve teyzesi Nazmiye'yle geçirdiği sakin hayat sarsılıyor. Esra Türkekul, ikinci kitabında Berna'yı hayata biraz yakınlaştırmış. Cinayeti çözmeye çalışan kişinin bizden biri olması da işi daha inanılır kılıyor. Umarız Berna üçüncü kitapta biraz daha insan canlısı olur. 
Sevin Okyay

Kendinden, çevresinden, ülkesinden ve bizzat hayattan mustarip turist rehberi-çevirmen Berna bu sefer karşımıza biraz daha deneyimli çıkıyor. Dahası, dayanamayıp daldığı ve illa yüzünün akıyla çıkacağı pek esrarengiz yeni cinayetle uğraşırken hayatı hep baş aşağı gitmeyecekmiş havalarına bürünüyor. İlk romanı Kapalıçarşı Cinayeti'yle polisiye edebiyatımızdaki özel dedektifler arasına başarılı bir giriş yapan yazar Esra Türkekul'sa, neşeli anlatımı ve başarılı kurgusuyla polisiye edebiyatımızda yerini peyderpey sağlamlaştırıyor. 
Algan Sezgintüredi

"...Çalışma odama yeniden dönünce, her konuda çok çabuk pes ettiğim fikri beynimi işgal etti. Sanırım bu düşünceyi tetikleyen, senelerdir dokunmadığım mantar panoda asılı eski notlar, alıntıladığım sözlerdi. Yıllar içinde gözümün alıştığı işlevsiz bir dekor olmanın ötesine geçememişlerdi. Boşandığımdan beri daracık konfor alanımın içinde, risklerden kaçınmaya çalışarak yaşamıştım. Son zamanlardaysa içimde nereye akıtacağımı bilemediğim bir enerji vardı. Önüme serili milyonlarca seçenekten hangisinin peşinden gideceğime karar vermeye çalışıyordum. Sahildeki ceset de işte o milyonlarca seçenek içinden ışıklar saçarak yükseliyor ve beni çağırıyordu. Bir yerden başlamam, odaklanmam ve devam etmem gerekiyordu. Oyun bile olsa… Cinayet oyunu…"

12 Mayıs 2016 Perşembe
1568 Görüntülenme

Facebook Yorumları

Site İçi Arama
Anket Tümü
Kitap okumanıza en çok engel olan şey nedir?