
Kafka’nın ölümünden sonra 1926 yılında basılan yarım kalmış kitaplarından biri Åžato.
Cem Yayınevinin yayınladığı Kamural Åžipal çevirisinden okuduÄŸumuz Åžato’nun bu çevirisi farklı bir özellik taşıyor.
Daha önce Max Brod`un baskıya hazırladığı Åžato çevirisi, bu kez Malcolm Pasley tarafından baskıya hazırlanan metin temel alınarak yeniden gözden geçirilmiÅŸ.
368 sayfalık roman metnine ilave edilen, “BaÅŸlangıç Bölüm Varyantı”, “Fragmanlar” ve “Yazar Tarafından Çizilip Çıkartılmış Yerler” baÅŸlıklarından oluÅŸan ek bir bölüm ile 413 sayfaya tekabül eden kitap öyle bir çırpıda okunup bitirilecek türden deÄŸil.
Sakin kafayla, özümsenerek okunması gereken ve kafalarda bir dolu soru iÅŸareti bırakan bir roman.
K. düÅŸlerle düÅŸler de kendisiyle oynayıp duruyordu.
K.’nın ÅŸatonun yakınında ki köylerden birinde konaklaması ve kendini yeni atanan kadastrocu olarak tanıtmasıyla baÅŸlar roman. Åžato kahyasının oÄŸlu olan Schwarzer, K.’ya inanmaz ve ÅŸatoyu arar. Konunun araÅŸtırılıp dönüÅŸ yapılacağı söylenir Schwarzer’e. İlk arama böyle bir atamanın olmadığı yönündedir. Saniyeler sonra gelen ikinci aramada ise K.’nın kadastrocu olarak atandığı onaylanır. Peki, K. gerçekten kadastrocu mudur?
Telefon görüÅŸmesinden sonra K.’nın düÅŸündükleri bunu yalanlar niteliktedir.
“Demek onu kadastroculuÄŸa atamıştı ÅŸato. Bu bir yandan fenaydı; çünkü kendisiyle ilgili olarak gereken her ÅŸeyin ÅŸatoca bilindiÄŸini, karşılıklı güç durumlarının ölçülüp tartıldığını, savaÅŸa çaÄŸrının bir gülümsemeyle kabul edildiÄŸini gösteriyordu. Ama beri yandan da iyi bir ÅŸeydi; çünkü ona kalırsa, ÅŸatoda deÄŸerinin küçümsendiÄŸini ve ÅŸimdi iÅŸin başında umabileceÄŸinden çok daha geniÅŸ bir özgürlüÄŸü ileride ele geçirebileceÄŸini kanıtlamaktaydı. Ayrıca, kadastroculuÄŸunu kabullenmek gibi kuÅŸkusuz zekice bir davranışa baÅŸvurarak kendisini sürekli korku içinde tutabileceklerini sanıyorlarsa aldanıyorlardı; hafif bir ürperti duyuyordu, o kadar.”
Ayrıca, kitabın ‘Amalia’nın Yanında’ baÅŸlıklı 15.bölümünde, Schwarzer’in ilk günkü davranışının olayları deÄŸiÅŸtirdiÄŸini, ÅŸatoyla yapılan o görüÅŸme olmasa, kimsenin ondan ÅŸüphelenmeyeceÄŸini, kendisiyle ilgili hiçbir ÅŸey bilmeyeceklerini, sakin ve yarı gizli bir seyir izlemesi gereken günlerde güven duyması gerekirken bu telefon görüÅŸmesi yüzünden savunmasız kaldığını vurgular K.
K.nın ilk gün yolda olduklarını söylediÄŸi, araçları getirecek olan yardımcılara da kitap boyunca rastlayamayız. O yardımcılar hiç gelmezler. Kitapta adı geçen Artur ve Jeremias, K.’nın sözünü ettiÄŸi yardımcılar deÄŸil, ÅŸato tarafından kendisini gözlemek için atanan yardımcılardır.
Belki kitap tamamlanmadığından, belki de Kafka kafalarda soru iÅŸareti bırakmak istediÄŸinden kitap boyunca öÄŸrenilemez K.’nın gerçek amacı.
Haberci olan Barnabas’ın getirdiÄŸi mektubun ardından, ÅŸatoya ulaÅŸma çabalarını bir yana bırakır K.. Mektubu yazan ve aynı zamanda niÅŸanlandığı Frieda’nın metresi olduÄŸu söylenen ÅŸato beyi Klamm’a ulaÅŸmaktır artık tek istediÄŸi. GörüÅŸtüÄŸü herkes Klamm’a ulaÅŸmanın imkansızlığından bahseder. Çünkü, Klamm kimseyle konuÅŸmaz ve aslında kimse doÄŸru düzgün görmemiÅŸtir Klamm’ı. Klamm’ın habercisi olan Barnabas bile kuÅŸkuludur Klamm’ın Klamm olduÄŸundan.
Neyin gerçek, neyin hayal olduÄŸu bilinmeyen, bürokratik iliÅŸkilerin içinde kaybolmuÅŸ insanların sadece inanmak istediklerine inandığı, aşılamaz bir hiyerarÅŸinin olduÄŸu, her yanı bilinmezliklerle dolu bir roman Kafka’nın ÅŸatosu.
Hem Dava’nın hem DönüÅŸüm’ün izlerini taşır içinde. Bir yanda aÅŸağılanan, itelenen K., diÄŸer yanda gidilemeyen ancak var olduÄŸu bilinen bir ÅŸato. Joseph K.’nın ve Gregor Samsa’nın tersine daha güçlü bir karakterdir K.. Yazgısını kabullenmez, Klamm’a ya da ÅŸatoya ulaÅŸabileceÄŸine dair inancını kaybetmez.
Dava’da ki bekçi ve kapı hikayesini anımsatan, Barnabas’ın giremediÄŸi parmaklıklarla kaplı bölümler vardır ÅŸatoda. K. Barnabas’ın pes etmesini, kapıda beklemesini kabullenmez, mücadeleden yanadır, parmaklıkların aşılabileceÄŸine inanır. Sonlara doÄŸru gücünü yitirse de, otoriteyi reddeder, ulaşılmaz görünene ulaÅŸmak için savaşır. “Sorgulamanın her türlüsünden nefret ederim” der kitabın bir bölümünde, sorgulanmalara karşı çıkar.
Sürekli tetikte olmak gerektiÄŸini savunur K., özgür olduÄŸunu düÅŸünmesini saÄŸlayan etkenlere aldanmaması gerektiÄŸinin bilincindedir. Tedbirsiz davranmaya baÅŸladığı ve rahatladığı an kapana kısılacağının da farkındadır.
Tepemize bir yumruk gibi inen bürokrasinin ve yakamıza yapışan ÅŸatoların görünmez ellerinin üzerimizde bıraktığı korkuyu ve korkunun hakim olduÄŸu dünyamızda kapana kısılmışlığımızı da vurgular Kafka ÅŸatoda.
“Bilinmeyen birtakım yasalara istemeyerek aykırı davranıp, iÅŸini yitirmekten korktuÄŸundan kimseye bir ÅŸey sormaya cesaret edemiyor; alabildiÄŸine bir güvensizlik içinde hissediyor kendini.”
Åžatoya giden yolların çeÅŸitliliÄŸinden, gerçeklere kapalı beyinlerden, ÅŸato tarafından atanan Artur ve Jeremias gibilerin çevremizde dolanıp gerçekleri görmemizi engellemeye çalışmalarından bahsederken, nasıl uyutulduÄŸumuzu, beyinlerimizin nasıl daÄŸlandığını gözler önüne serer.
“Gözleri mendille baÄŸlı birini istediÄŸin kadar mendil arasından bak diye gayretlendirmeye çalış, yine hiçbir ÅŸey göremez. Ancak gözlerinden bağı alacaksın ki, görebilsin!”
Ellerimiz baÄŸlı olmamasına raÄŸmen, çekip alabilecekken, gözlerimize çekilen perdelerden kurtulmak için hiçbir ÅŸey yapmadığımızın altını çizer, bir yandan baÅŸ eÄŸmemenin, mücadele etmenin gerekliliÄŸini vurgularken, diÄŸer yandan baÅŸkaldıran bir ailenin ötekileÅŸtirilmesinden de bahseder Kafka.
Barnabas ailesinin küçük kızı Amalia’nın kendisine yapılan haksızlığı kabullenmemesi ve küçük düÅŸürülmesine izin vermemesinden dolayı ailenin başına gelenleri anlatırken, suçun varlığını kabullenmeyen resmi makamlara raÄŸmen dışlanan, toplum tarafından suçlu ilan edilen, cezalandırılan bir ailenin dramını da anlatır.
Kafka’nın Åžato’su, karmaşık yolların, aÄŸzına kadar evrak dolu dolapların, idari örgütün bütününde ki mükemmelliÄŸe inanan memurların, otorite karşısında ezilen insanların, yaÅŸamın her alanına hakim görünmez bir ÅŸatonun ve yıkılmaz gibi görünmesine raÄŸmen her yanından çatırdayan bürokrasinin hakim olduÄŸu bir dünyadır…
Bu dünyanın içine düÅŸmek isteyenler, biz bunları zaten yaşıyoruz, boÄŸazımıza kadar içine battık diyenler, bilinmezliklerin içinde kaybolanlar… Evet siz!
Biraz ağır bir yolculuk olsa da K. Şato yollarında sizi bekler.
Kafka'nın okuduğumuz diğer kitaplarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
Dava
Babaya Mektup
DönüÅŸüm