
21 Åžubat 1962'de Washington’da doÄŸan Chuck Palahniuk Washington eyaletinin doÄŸusunda bulunan bir çiftlikte büyür. ÖÄŸrenimini Oregon Üniversitesi'nde tamamlayan Palahniuk’un, ilk romanı olan Görünmez Canavarlar, içeriÄŸinin kabul görmemesi nedeniyle yayınlanmaz. Yayıncılara olan öfkesini daha baskın bir kitabı yazarak dindirir Palahniuk: DövüÅŸ Kulübü
Kitabın konusuna başından geçen bir olay ilham kaynağı olur. ArkadaÅŸlarıyla gittiÄŸi tatilde, tutuÅŸtuÄŸu bir kavgada yaralanan Palahniuk, çalıştığı yerde kimsenin yüzünde oluÅŸan yaraları sormaya cesaret edememesi üzerine, insanın yeterince kötü görünmesi halinde istediÄŸince hareket edebileceÄŸi sonucuna varır.
İlk olarak "KargaÅŸa Projesi" adı altında yayınladığı öyküler, romana dönüÅŸür ve DövüÅŸ Kulübü ortaya çıkar.
“Bir zamanlar sahip olduÄŸunuz ÅŸeyler artık sizin sahibiniz olur.”
Orjinal dilinde 1996 yılında basılan ve yeraltı edebiyatında önemli bir yere oturan kitabın genel yapısında, yoÄŸun bir tüketim eleÅŸtirisi bulunur. Sürekli deÄŸiÅŸtirilen mobilyalar, teknoloji ürünü elektronik eÅŸyalar, lüks evler, arabalar, pahalı parfümler, sabunlar, kıyafetler… Kısaca insanı köleleÅŸtiren tüketim çılgınlığı. Kitabın isimsiz kahramanı da, böyle bir hayatın içinde varolma mücadelesi veren milyonlarca insandan sadece biridir. Ta ki bir gün her ÅŸeyin gereksiz olduÄŸunun ve prangalarından kurtulması gerektiÄŸinin farkına varana dek.
“Mobilya satın alırsınız. Kendinize dersiniz ki, bu hayatım boyunca ihtiyaç duyacağım son kanepe. Kanepeyi alırsınız ve sonraki birkaç yıl boyunca, hangi iÅŸiniz ters giderse gitsin, en azından kanepe sorununuzu çözmüÅŸ olduÄŸunuzu bilirsiniz. Sonra aradığınız tabak takımı. Sonra hayallerinizdeki yatak. Perdeler. Halılar.
Sonra o güzel yuvanızda kısılıp kalırsınız. Bir zamanlar sahip olduÄŸunuz ÅŸeyler artık sizin sahibiniz olur.”
Kusursuz ve tamamlanmış olmak istemeyen kitabın baÅŸkahramanı ve anlatıcısı, kurtuluÅŸu ilk olarak dayanışma gruplarında bulur. Ölecek olan insanların arasına karışıp, hayatının monotonluÄŸundan sıyrılarak, kendini daha özgür, daha huzurlu ve daha rahat hisseder.
“İnsanlar ölmekte olduÄŸunuzu sanırlarsa, bütün dikkatlerini size veriyorlardı.”
Ama sahip olduÄŸu eÅŸyalarının ve çalıştığı iÅŸyerinin esaretinden kurtulmak için yeterli gelmez ona bu gruplar. Daha fazlasını ister. Acı çekmek, acıya dayanmak, dünyaya ve insanlara meydan okumak ister.
Kendini iyice kapanda hissettiÄŸi bu süreçte tanışır Tyler ve DövüÅŸ Kulübü ile. Tyler yeni bir dünyanın kapılarını açar ona. DövüÅŸerek rahatladığı, gücün ve güçsüzlüÄŸün ayrımına vardığı, hıncını, hırsını döverek, dövülerek, her iki ÅŸekilde de çıkartabilmenin tadına vardığı bir dünya. İşyerine sürekli mor gözler, yarılmış dudaklar, zedelenmiÅŸ bir yüz, kırık diÅŸler ile gider. Güçlü hisseder kendini, acıya dayanabildiÄŸi, kendini esir alan eÅŸyalarından kopabildiÄŸi ve vücudunda oluÅŸan yaraların derinliÄŸi kadar güçlü.
“Eskiden, eve öfkeli döndüÄŸüm ve hayatımın kafamdaki beÅŸ yıllık plana uygun gitmediÄŸini fark ettiÄŸim günlerde, evimi temizlemek ya da arabamla uÄŸraÅŸmak bana yeterdi. Günün birinde yüzümde bir tek yara izi olmadan ölecektim ve arkamda harika bir apartman dairesiyle harika bir araba kalacaktı. Öyle böyle deÄŸil. gerçekten harika; ta ki toza gömülecekleri ya da yeni mal sahibine geçecekleri güne kadar.”
UmutsuzluÄŸa düÅŸüÅŸ, hayattan kopuÅŸ ve hiçlik. Ama o hiç olmak yerine, cehenneme gitmeyi, Tanrının farkında bile olmadığı kullarından olmaktansa, eylemleriyle Tanrının dikkatini çeken kullar arasında olmayı tercih eder.
DövüÅŸ kulübü her yerde ses getiren, birçok katılımcının olduÄŸu bir yere dönüÅŸürken, o yeniden umutsuzluÄŸa kapılır. YaÅŸadıkları mutlu etmemeye, yeterli gelmemeye baÅŸlar yeniden, hayat yeniden sıradanlaşır. Daha fazlası olmalı. Hep daha fazlası. UlaÅŸabileceÄŸi en uç noktaya ulaÅŸmalı ve dünyayı deÄŸiÅŸtirmeli. Ona göre dünyayı deÄŸiÅŸtirmenin yolu yoketmek. Yeni bir dünya yaratabilmek mümkün ancak hayallerinde ki yeni dünyayı yaratabilmek için öncelikle medeniyeti altüst etmeli.
“Dünyayı kurtaracak bir ÅŸey varsa, o da KargaÅŸa Projesi olacaktı. Kültürel bir buzul çağı. Vaktinden önce baÅŸlatılmış bir karanlık çaÄŸ. KargaÅŸa Projesi sayesinde insanlık, dünyanın kendini toparlamasına yetecek bir süre boyunca eylemsizliÄŸe mahkûm olacaktı.”
KargaÅŸa Projesi, Kundaklama Komitesi, Tahribat Komitesi adları altında oluÅŸturulan gruplar ÅŸehirlerde kaos ortamı yaratmak için var güçleriyle çalışırlar. Bombalar, kavgalar, yıkımlar, saldırılar...
Satın aldığı eÅŸyaların içinde yapayalnız kalan ve kaybolan bir insanın, hayatı, hayatını güzelleÅŸtirmek(!) adına çırpınışları. AnarÅŸinin getireceÄŸini umduÄŸu yeni, sakin ve ilkel bir dünyanın hayalleri.
UnuttuÄŸu tek ÅŸey, yıkımın yeniden doÄŸuÅŸu mümkün kılmadığı, anarÅŸiden, kaos ortamından yeni bir dünya yaratılamayacağı. Vardığı tek nokta ise, insanın kendi elleriyle oluÅŸturduÄŸu gücü kontrol edememesinin, istese de geri çekememesinin verdiÄŸi çaresizlik içinde kendi yarattığı dünyada dibe vurmanın kaçınılmaz sonu.
“Dünyanın çivisi çıkıyor. Patronum öldü. Evim gitti. İşim gitti. Ve bütün bunların sorumlusu benim. Geriye hiçbir ÅŸey kalmadı.”
Yeraltı edebiyatının klasikleri arasında yerini alan DövüÅŸ Kulübü 1999 yılında David Fincher yönetmenliÄŸinde sinemaya da uyarlanmış. BaÅŸrollerini Brad Pitt ve Edward Norton’un paylaÅŸtığı filmde neredeyse kitapla birebir aynı cümleler kullanılmış. Filmin son bölümü dışında geliÅŸen her olayda kitabı sesli olarak dinliyormuÅŸ hissine kapmamak mümkün deÄŸil.
Yeraltı edebiyatını çok benimsemesem de içerik ve iÅŸlenen konular, çıkış noktası ve vardığı sonuçlar açısından okunmaya deÄŸer bir kitap DövüÅŸ Kulübü.
Kitaptan alıntılar için tıklayınız.
Buket Özsanat