isimli kitabının başında ki Virginia Woolf biyografisi büyük tepki topladı. Woolf için "Kim korkar bakire kurttan?", “Dalgalarla sörf yapıp nehir bile denemeyecek bir kaşık suda boğuldu” tarzı ifadelere yer verilen o biyografi: " />  isimli kitabının başında ki Virginia Woolf biyografisi büyük tepki topladı. Woolf için "Kim korkar bakire kurttan?", “Dalgalarla sörf yapıp nehir bile denemeyecek bir kaşık suda boğuldu” tarzı ifadelere yer verilen o biyografi: "/> "Kendine Ait Bir Oda" isimli kitabının başında ki Virginia Woolf biyografisi büyük tepki topladı. Woolf için "Kim korkar bakire kurttan?", “Dalgalarla sörf yapıp nehir bile denemeyecek bir kaşık suda boğuldu” tarzı ifadelere yer verilen o biyografi: '/>

İthaki Yayınları'ndan skandal Virginia Woolf biyografisi

Kitap Gündemi
İthaki Yayınları'ndan skandal Virginia Woolf biyografisi

İthaki Yayınları, Virginia Woolf'un "Kendine Ait Bir Oda" isimli kitabının başında ki Virginia Woolf biyografisi büyük tepki topladı. Woolf için "Kim korkar bakire kurttan?", “Dalgalarla sörf yapıp nehir bile denemeyecek bir kaşık suda boğuldu” tarzı ifadelere yer verilen o biyografi:

"Küçük yaşta yazarlığa, 59 yaşında mezarlığa adım attı. Dalgalarla sörf yapıp nehir bile denemeyecek bir kaşık suda boğuldu. Bilinç akışı mı nehrin akışı mı? Odalarda ışıksızdı. Paranoyaklığı zaten Shakespeare’in olmayan kız kardeşi üzerine saatlerce konuşmasından belliydi. Geri gelir mi? Gelirse gelsin, kim korkar bakire kurttan? Bkz. Nicole Kidman".

Yayınevine protesto

Sosyal medyada yayınevine tepki yağdı. Change.org'da da "Edebiyatta kadın düşmanlığının mizah kisvesi altında üretildiği bir ortamda, okuyucular olarak İthaki’den bu çirkin biyografiyi düzeltmelerini talep ediyoruz" açıklamasıyla imza kampanyası başlatıldı.

Virginia Woolf biyografisi sonrası İthaki Yayinları'nın Kadıköy'deki ofisine "Virginia Uyandı" yazılarak kırmızı boya atıldı.

Tepkiler üzerine yayınevinden açıklama geldi:

“Öncelikle, adeta bir linçe dönüşen bu tepkiler için oldukça yalın bulunabilecek cevaplarla karşılaşacağınızı söyleyebiliriz.

2013 yılında İthaki Yayınları’nda Dünya Klasikleri dizisini hazırlamaya başladığımızda önümüzdeki ilk metin Jack London’ın Suikast Bürosu isimli kitabıydı. Metin üzerindeki çalışmalarımız bittiğinde, editör arkadaşlar olarak kendi aramızda baş tarafa bir biyografi de koymamız gerekip gerekmediğini sorduk. Teamül gereği koyulabileceğini düşündük. Ancak herhangi bir yazar hakkında özellikle web üzerinden standart her türlü bilgiye –uzun ya da kısa- rahatlıkla ulaşılabileceğini düşünerek, daha farklı, renkli bir üslup kullanabileceğimiz, birkaç satırlık kısa biyografiler kaleme almayı kararlaştırdık. Bu kısa biyografiler aynı zamanda, Dünya Klasikleri başlığıyla bir kontrast da yaratabilecekti. Çıkış hikâyesi kısaca böyle.

Yazıları, diziyi yöneten editör arkadaşlar olarak çoğu zaman ortak kaleme alıyoruz. Yayınevinin bu doğrultuda herhangi bir talebi, beklentisi vs. olmuyor tabii ki.

Virginia Woolf biyografisi, aslında ilk olarak 2014 yılında –hafif farklılıklarla- Jacob’ın Odası’nın başında da yer almıştı. Herhangi bir yazardan birden fazla metin yayımladığımızda, metne göre çok küçük oynamalar yapıp, kalan kısmı sabit tuttuğumuz fark edilecektir.

Takip edebildiğimiz kadarıyla dün geceden beri ve bugün, bu saate kadar daha da ağırlıklı olarak, oldukça sert ve açıkçası insafsız bulduğumuz tepkiler aldık. Bu yüzden de, bu metinlerin daha iyi anlaşılması için burada –tekrarlar dâhil- hepsini yayınlamayı uygun gördük.

Okur görüşlerine büyük bir saygımız olduğunu söylemeye sanırız gerek yok. Ancak eleştiriler bir çeşit lince dönüşünce üzüldüğümüzü de söyleyebiliriz. Özellikle Virginia Woolf bağlamında sert eleştiriler geldi. Şu kadarını söyleyelim ki, “sevmediğimiz, hor gördüğümüz vs.” bir yazarın iki kitabını yayımlamış olsaydık bu tuhaf bir manzara olurdu. Fırsat bulduğumuz takdirde diğer eserlerini de yayımlamak istediğimizi eklemeye de gerek yok.

Metinlerin hepsi okunduğu takdirde, üslup ve dil ile ilgili durum daha net anlaşılacaktır. Ancak şu ya da bu örnekte gözlemlenen ve bizim de gelen eleştiriler aracılığıyla fark ettiğimiz maksadını aşan eril dilden ötürü okurlardan özür dileriz. Yine de tamamı itibariyle bakıldığında bu kadar sert, kimi zaman yaralayıcı ifadelere gerek olmadığının anlaşılacağına dair bir beklentimiz olduğunu da saklamayacağız.”

Ne tarz bir açıklama yapılırsa yapılsın, böylesine sağduyudan uzak, alaycı ve aşağılayıcı ifadelerle yazılan bir metnin savunması olamaz. Söz uçar yazı kalır. Bu bağlamda yeni baskılardan kaldırsalar da, basılmış kitaplarda var olmaya devam edecek.

Yayınevleri illa farklılık yaratma derdine gireceklerse, böylesine rahatsız edici üsluplara başvurmak yerine baskı, çeviri kaliteleriyle farklılıklarını ortaya koymalı.

Daha temiz, daha kaliteli kitaplarda buluşmak dileğiyle.

İthaki Yayınları

17 Mart 2016 Perşembe
1101 Görüntülenme

Facebook Yorumları

Site İçi Arama
Anket Tümü
Kitap okumanıza en çok engel olan şey nedir?