Bogdanov'un Kızıl Yıldız'ına yolculuk.

Kitap Yorum
Bogdanov'un Kızıl Yıldız'ına yolculuk.

Kızıl Yıldız, Bogdanov’un 1908 yılında yayınlanan sosyalizm ile bilim kurguyu harmanladığı ütopik romanı. Halen okumaya devam ettiğim Sadık Usta’nın Fıçılarda Yaşamak adlı kitabı vasıtasıyla haberdar olduğum Kızıl Yıldız, Yordam Kitap tarafından, Ayşe Hacıhasanoğlu’nun çevirisiyle 2009 yılında Türkçeye kazandırılmış.

“Ülkemizde şu anda da hala devam eden ve kaçınılmaz, korkunç sonuna günbegün yaklaşan o büyük çatışmanın yeni başladığı sıralardı.

Bu kalkışmanın kanlı geçen ilk günleri toplumsal bilinci öyle derinden etkilemişti ki, herkes erken ve parlak bir zafer bekliyordu: Kötü şeyler artık bitmiş, daha kötü hiçbir şey olmazmış gibi geliyordu. Kasılan kolları arasındaki canlıyı ezmiş halen de ezmeye devam eden ölünün kemikli ellerinin ne derece güçlü olduğunu hiç kimse düşünemiyordu.

Savaş heyecanı yığınlar arasında hızla yayılıyordu. İnsanların ruhları geleceğin karşısında fedakarca açılıyordu; şimdiki zaman pembe bir sis içinde yayılıyor, geçmiş zaman, uzaklaşarak gözden kayboluyordu. Bütün insan ilişkileri daha önce hiç olmadığı kadar istikrarsız ve kırılgan hale geliyordu.

Hayatımı alt üst eden ve beni kitle mücadelesinden koparan gelişme işte bu günlerde yaşandı.”

Kızıl Yıldız, yatırıldığı bir hastanede anılarını yazan Leonid’in (Lenni) bu sözleriyle başlar. Parti içinde aktif görev alan ve aynı zamanda da bilimsel çalışmalar yürüten 27 yaşındaki Leonid, Marslılar tarafından seçilmiş bir dünyalıdır.  Bogdanov, kitabında, Mars'taki yaşamın özelliklerini, gelişmiş teknolojiyi Leonid’in anılarıyla aktarır ve sosyalist yaşama ilişkin bilgiler verir.

Kolektif Yaşam

Mars’ın komünist yaşamında, isimler önemli değildir. Asıl önemli olan yapılan işler ve geleceğe bırakılan değerlerdir. Her insan günün birinde ölecektir ancak yaptığı işler gelişen hayatın içinde varlığını korumaya devam edecektir. İnsanlık için gerekli olan şey “ölü bir kişilik simgesi” değildir. Her çalışma geçmişten ve geçmiş deneyimlerden izler taşır ve bu şekilde gelişir. Yapılanlar tek başına insanın değil, insanlığın malıdır ve bir kişiye mal edilemez. “Geçmişin isimlerinden oluşan bir safranın insan belleğine bir yararı yoktur.

Liderleri bulunmaz, kolektif yaşam içinde her birey bir diğeriyle eşit haklara sahiptir. İnsanların tercihlerine ve yaptıkları işlere saygı duyulur. İntihar etmek isteyenler engellenmez, aksine bunu isteyen kişinin acısız ve rahat bir şekilde ölüme gitmesi sağlanır. Çünkü kendi hayatına son vermek de kişinin özgür iradesiyle verdiği bir kararın sonucudur ve herkes kendi yaşamını devam ettirme ya da sonlandırma hakkına sahiptir.

Her türlü ihtiyaç malzemesi, Tüketim Malları Depoları'ndan temin edilmektedir ve herkes her hangi bir sınırlandırma olmadan istediği kadar ürünü alabilir. İşçiler, istedikleri fabrikalarda, istedikleri işlerde çalışabilirler ve çalıştıkları yeri ya da çalıştıkları konumu değiştirmek de özgürdürler.

Aile ve Kadın Erkek İlişkileri

Marstaki yaşamda insanlar eşit ve özgür bir yaşam sürerler. Aile kavramı bulunmaz ancak çocuklar ailelerinden de koparılmaz. Herkes tüm çocukların gelişimine katkıda bulunabilir. Kızlar ve erkekler aynı kıyafetleri giyerler ve cinsiyet sınıflandırması ya da ayrımından uzak bir yaşam sürerler. Her yaşta çocuk aynı çatı altında, çocuk evlerinde bir arada yaşayarak eğitim alır. Eğitimde yaş sınıflandırması bulunmaz. Yaşlarına göre ayrılarak eğitim alan çocuklara verilen eğitimin gerçek bir eğitim olmayacağı, çocukların toplum içinde yaşaması gerektiği savunulur. Tek yönlü dar bir yaşam ortamı yerine, birbirlerinin deneyimlerinden faydalanacakları çok yönlü bir eğitim sistemi içinde bulunmaları çocukların gelişimi için önemlidir.

“Bütünsel insanı daha çocukken yaratmak gerekir.”

Kadın ve erkek ilişkilerinde de eşitlik ve özgürlük ön plandadır. İnsanlar istedikleri kişilerle birlikte olabilirler. Cinsel ilişkiler bir tabu değil, gereksinimdir.

Çalışma Koşulları, Üretim ve Tüketim

Marsta işgücünün dengeli ve eşit dağılımını sağlayabilmek için üretim alanlarını, miktarlarını ve iş gücü fazlalıklarını hesaplayan makineler bulunur. Bu aletler tüm bölgelerdeki istatistiksel hesapları, saat başı düzenli olarak ekranlara yansıtır. İşçiler bu ekranları inceleyerek, istekleri doğrultusunda istedikleri alana geçiş yapabilirler. Çalışma bölgeleri ve yaptıkları işte her hangi bir sınırlama yoktur. Gün içindeki çalışma saati en fazla 6 saat olarak belirlenmiştir. Bu sistemde işgücü özgürdür. Çünkü çalışmak gelişmiş sosyalist insanın doğal gereksinimidir ve bu nedenle çalışmaya zorlamak gereksizdir. Kolektif emek, toplumun tüm gereksinimlerini karşılamaya yeteceği için ürün tüketiminde de hiçbir sınırlama yoktur. Para bir değişim aracı değildir. Herkes kendine gereken her şeyi istediği kadar alabilir. Bilinçli bir sistem içinde, kimse gerektiğinden fazlasını tüketmeyeceği ve stoklama ihtiyacı duymayacağından, ekonomi kendiliğinden, her hangi bir müdahaleye gereksinim olmadan dengelenir.

Toplantılar ve Kararlar

Sistematik bir çalışma düzeni oturtan Marslılar, toplantılarında da her türlü sorunu en kısa yoldan çözümlemek için uğraş verir. Laflar dolandırılmaz, yinelenmez, süslü sözler yerine açık ve net konuşmaların geçtiği toplantılarda nihai karar hemen verilir. Yalındır onların yaşantıları. Karmaşık söylemlere, lüzumsuz konuşmalara yer yoktur. Selamlaşma, vedalaşma, teşekkür etme ya da saygı belirten sözcüklere gereksinim duyulmaz ve kullanılmaz.

Bilim ve Teknoloji

1908 yılında yazılan Kızıl Yıldız’daki teknolojik gelişim yazıldığı dönemin ilerisinde bir seyir izler. Optik cihazlar, teknoloji harikası üretim araçları, istatistiksel verileri toplamayı sağlayan ve tüm bölgelere yayılan bilişim ağları, gelişmiş bilgisayar sistemleri, yüksek hızla ulaşımı kolaylaştıran hava araçları sayesinde, daha gelişmiş bir toplum hedeflenir.

Sağlık alanında kan değişimi yoluyla, dokuların yenilenmesi sağlanarak, gençlik dönemi uzatılır ve hastalıkların bir nevi önüne geçilir.

Kızıl Yıldız’da kan değişiminden bahseden Bogdanov, 1924 yılında kan transferleri deneylerine başlar. Kendi üzerinde yaptığı deneyler sonrasında, kendini daha genç hissettiğini ve görmesinde iyileşme, saç dökülmesinde azalma olduğunu söyleyen ve Hematoloji ve Kan Transferi Enstitüsü’nü kuran Bogdanov, 1928 yılında kendi üzerinde yaptığı bir kan transfüzyonu deneyi sırasında, öğrencisinden kaptığı sıtma ve tüberküloz bakterileri nedeniyle hayatını kaybeder.

Kızıl Gezegenin Sorunları ve Dünya İnsanları

Bogdanov Kızıl Yıldız’da hiçbir problemin olmadığı bir ütopya sunmaz. Kusursuz değildir Mars’taki yaşam. Ruhsal durumları bozulanlar ve bir takım etkenler nedeniyle intihar etmek isteyenler vardır.

Yaşamın sınırsız olarak büyümesinden” yana olan Marslılar, nüfus planlaması yapmazlar. Sağlık sisteminin gelişkin olması nedeniyle ölümlerin daha geç ortaya çıkması, doğumların planlanmaması nüfus artışını hızlandırdığından, yakın gelecek onlar için büyük sıkıntılara gebedir. Toplumlarında barış hakimdir ancak onların en büyük düşmanı doğal değişimlerdir. Doğal kaynaklar hızla tükendiğinden, yaşam alanlarını genişletme ve farklı gezegenlerde kolonileşme yollarını ararlar.

Bu sorunlara çözüm bulmak amacıyla yapılan toplantıda Sterni, onlar için en iyi gezegenin Dünya olduğunu söyler. Ancak tek sorunları dünyalılardır. Onlar henüz böyle bir yaşama ve değişime hazır değillerdir. Mülkiyet kavramları çok gelişmiş olan dünyalıların,  yurtseverlik olguları özellikle savaşlardan sonra artmaktadır. Kendi elindekileri kaybetmek istemeyen dünyalılar, oraya yerleşmeye gelen Marslıları kabul etmeyecekler, onlara yaşam alanı bırakmamak için mücadele edeceklerdir. Bu nedenle de yok edilmeleri gerekmektedir.

Sterni’nin, kendi yaşamlarını idame ettirmek için dünyadaki insanları yok etme düşüncesine karşı Netti; “Dünyaların birliği”nden bahseder, ona göre; “Yaşam birliği en yüce amaçtır, sevgi de en yüce akıl!

Bogdanov, Sterni’nin devam eden konuşmasında, tek bir ülkede var olan sosyalizmin yok olmaya mahkum olduğunu, diğer ülkelerin baskısı altında çok fazla ayakta kalamayacağını da vurgular;

"Sosyalizmin galip geleceği bazı öncü ülkeler daha sonra kendilerine düşman kapitalist bir dünyanın, hatta kapitalizm öncesi bir dünyanın ortasında birer ada gibi kalacaklardır. Sosyalist olmayan ülkelerin en yüksek sınıfları, kendi egemenlikleri uğrunda savaşırken tüm çabalarını bu adaları yıkmaya harcayacaklar, buralara sürekli olarak silahlı saldırılar düzenleyecekler ve sosyalist uluslar arasında, küçük ve büyük eski mülk sahiplerinden her hükümetin emrine hazır yeterli sayıda bağlaşık bulacaklardır. Bu çatışmaların sonucunu kestirmek zordur. Ancak sosyalizmin tutunduğu ve galip geleceği yerlerde bile karakteri, şiddetin ve askeri kliğin gerekli olduğu uzun kuşatma yılları boyunca kaçınılmaz bir sonuçla, yani barbarca bir yurtseverlikle derinlemesine bozulacaktır. Bu bizimkinden uzak bir sosyalizm olacaktır."

Bilimkurguyla harmanlanmış bir nevi sosyalizm öğretisi olan 189 sayfalık Kızıl Yıldız, farklı bir dünyaya kapılarını açmak ve sosyalist yaşamın unsurlarını en genel haliyle öğrenmek isteyenler için güzel bir başlangıç kitabı olabilir ya da bu yola çıkıp uyuyakalanlar için, uyandırıcı bir etki yaratabilir.

“sizin dünyanız. Harika bir dünya olacak ama henüz çocukluğunu yaşıyor; bakın hangi bulanık hayaller, hangi kuşkulu imgeler kafasını yoruyor… Yarı uykuda ama uyanacak, bunu hissediyorum ve buna derinden inanıyorum!”
Buket Özsanat
27 Mayıs 2017 Cumartesi
2148 Görüntülenme

Facebook Yorumları

Site İçi Arama
Anket Tümü
Kitap okumanıza en çok engel olan şey nedir?