“Burada kadın olmak, sürekli kanayan bir yara olmak demektir. Görünüşte iyileşse bile altındaki sızı hiçbir zaman dinmez.”
Nobel ve Pulitzer ödüllü yazar Toni Morrison’un okuduğum ilk kitabı oldu Merhamet. 1600’lü yıllarda süregelen köle ticaretini konu alan kitap, özellikle kadınlar üzerine kurgulanmış, özgürlük kavramını dile getirmek bir yana, düşüncelerinde bile yer veremeyen, sürekli ikinci plana atılan, mal gibi alınıp satılan insanların dünyasına küçük bir kapı açılmış.
Özellikle son bölümünden çok etkilendiğim için kitabın baş kısmını yeniden okuma gereği hissettiğim, akıcı ve şiirsel bir dille yazılan kısa bir kitap Merhamet.
Toni Morrison'un Sevilen kitabını araştırırken karşılaştım Merhamet ile. Sevilen'in o dönemde baskısı olmadığı için Merhamet'i alıp okumaya karar vermiştim.
Sel Yayınları bu sene başında Sevilen'i basınca hemen alıp kitaplığıma yerleştirdim. Henüz sıra gelmedi ama en kısa sürede onu da okumayı düşünüyorum.
Kitaptan Alıntılar
- Şeytan’ın işaretini taşımıyorum ama derim karanlıkla doğduğumu ispatlıyor. Evet, sadece dışımda değil, içimde de karanlık var, ufak, tüylü ve keskin dişleri olan. Annem bunu biliyor muydu? Bu yüzden mi beni terk etti? Minha mae’nin de benim de dışımızı saran ortak karanlığımız yüzünden değil, içimdeki karanlığı, sadece benim olan o karanlığı gördüğü için mi? Bu benim ölümüm mü? Geriye bir tek pençelerini gösteren tüylü yaratık mı kalacak benden? Bana sen söyleyeceksin. Senin de dışın kara. Seni gördüğümde, sana karıştığımda yaşadığımı hissediyorum. Korkup durduğum zamanlar birdenbire geride kalıyor. İşte yine korkusuzum. Güneş dünyayı terk ederken karanlık çöküyor ormana ve karanlık, benim. Biziz. Evim. Sayfa:122 (Florens)
- Burada kadın olmak, sürekli kanayan bir yara olmak demektir. Görünüşte iyileşse bile altındaki sızı hiçbir zaman dinmez. Sayfa:170
Buket Özsanat