Aynı pansiyonda kaldıkları evli ve iki çocuklu Henriette'nin, pansiyona gelen bir Fransız gençle kaçmasıyla başlayan 103 sayfalık bir öykü 'Bir Kadının Yirmi Dört Saati'.
Henriette'nin kaçışının ardından pansiyon sakinleri arasında çıkan ahlak tartışmaları sonucunda, Bayan C... kendisini anlayacağını ve yargılamayacağı düşündüğü hiç tanımadığı bir adama, yıllar önce yaşadığı, zihninden silemediği yirmi dört saatlik anısını anlatmaya başlar.
Kumarhanede ki bölümlerde, Bayan C...nin dilinden aktarılan el tasvirleri etkileyici ve güçlü.
Ancak bu kitapta, Zweig'in diğer kitaplarında olduğu gibi, Satranç'tan aldığım tadı vermedi bana. Satranç hala benim için Zweig'İn bir numarası.
"İnsanların çoğunda imgelem denen şey az çok körleşmiştir. Beyinlerinin tam ortasına sivri bir şey gibi saplanıp da onlara doğrudan doğruya dokunmayan şeyler, onları hiç de heyecanlandırmaz. " Sayfa:9
Yayınevi: Oda Yayınları
Sayfa Sayısı : 104