
“ÖlmüÅŸ olmalıydı. Adamın yaptığı onca iÅŸkenceden sonra, aslında saatler önce ölmüÅŸ olmalıydı.”
Bu sözlerle baÅŸlıyor Tami Hoag’ın 2015 tarihli romanı SoÄŸuk Kalp (Cold Cold Heart). Koridor Yayınlarının 2017 yılında okurlarla buluÅŸturduÄŸu kitapta, Dana Nolan’ın seri katil olan Doc Holiday’ın elinden kurtuluÅŸunu anlatan kısa bir giriÅŸ bölümünden sonra, Dana’nın hastane sürecinde yaÅŸadıkları aktarılıyor.
Holiday’ın elindeyken asla pes etmiyor Dana. Beyninde sürekli tekrarladığı “Nefes aldığımız sürece umut vardır.” cümlesine tutunarak hayatta kalmayı baÅŸarıyor. KurtuluÅŸunun yegane nedeni “Umut”.
Kitap, yaÅŸadığı iÅŸkenceler sonrasında beyninde oluÅŸan hasar nedeniyle geçmiÅŸle baÄŸ kuramayan, birçok ÅŸeyi hatırlamayan Dana’nın yıllar önce kaybolan arkadaşı Casey’i hatırlamasıyla ÅŸekilleniyor. Başına gelenlerden sonra kime güveneceÄŸini bilemeyen, insanlarla iliÅŸkilerinde sürekli sorunlar yaÅŸayan Dana, Casey’e ne olduÄŸunu, onu kimin kaçırdığını, ölüp ölmediÄŸini araÅŸtırmakla geçiriyor günlerini.
Hoag, Psikolojik Gerilim tarzındaki romanında, özellikle Dana’nın beyin hasarı nedeniyle yaÅŸadığı sıkıntıları ve güzel, herkes tarafından sevilen bir kızken olaydan sonra dağılan yüzünü, deÄŸiÅŸen karakterini, ruh halindeki gelgitleri ön plana çıkarmış. Yazarın daha önceki kitaplarını okuyanlar Sam Kovac ve Nikki Liska’yı romanda çok kısa bir süre görecekler. Hoag “9.Kız” ile baÄŸlantılı ama ondan bağımsız olarak da okunabilecek “SoÄŸuk Kalp”te Kovac ve Liska’yı devre dışı bırakarak, olayları çözme iÅŸini Dana’ya yüklemiÅŸ.
Psikolojik Gerilim tarzını sevenler kitaptan ne kadar keyif alırlar bilmiyorum. Bu tarz kitaplar, benim açımdan okuma listemin arasına sıkıştırdığım kafa dağıtma ya da mola niteliÄŸi taşıdığından çok anlamsız bir gidiÅŸat sergilemediÄŸi ve berbat bir çeviriye sahip olmadığı sürece okunabilir nitelikte.
Keyifli okumalar dileÄŸiyle…
Tanıtım Bülteninden
DehÅŸet verici bir seri katilin elinden canlı kurtulmayı baÅŸarabilmiÅŸti ama çocukluÄŸunun geçtiÄŸi eve geri döndüÄŸünde bir yıl önce yaÅŸadığı her ÅŸey bir kabus gibi geri sarmaya baÅŸladı. Ünlü bir haber spikeri olan ve travma sonrası hafıza kaybı ile boÄŸuÅŸan Dana Nolan en iyi arkadaşının ortadan kaybolmasıyla ilgili yıllardır çözülmemiÅŸ bir gizemi aydınlatmak için hafızasını geri kazanmalıydı.
Casey liseden mezun oldukları yaz ortadan kaybolmuÅŸ ve ondan bir daha haber alınamamıştı. Dana onunla ilgili son günlerini hatırlamaya çalıştıkça kendi geçmiÅŸiyle ilgili asla açılmaması gereken bir kapıyı da aralamış olacaktı.
Hiçbir ÅŸey hatırlayamayabilirsin ya da her ÅŸey bir yapbozun parçaları gibi yavaÅŸ yavaÅŸ geri gelebilir.
“Ürkütücü, cezbedici, trajik ve kışkırtıcı.” USA Today
“Hoag’ın kalemi dövüÅŸ sanatları kadar hızlı ve keskin, mizahı oldukça gerilimli ve bir seri katilin psikolojisine dair sezgileri kurnazca ve düÅŸündürücü.” Booklist
“Birinci sınıf bir psikolojik gerilim.” Kirkus Reviews
Kitaptan Alıntılar
Hayatın deÄŸiÅŸmesini istiyordu. Onu deÄŸiÅŸtirmek istiyordu. Dünyayı alabildiÄŸince yumruklayıp milyonlarca parçaya ayırmak istiyordu. Ancak gerçekte elinden hiçbir ÅŸey gelmiyordu. Çaresizdi, deÄŸersizdi ve toplumun üzerinde bir yüktü. Gücü yoktu. Metaneti yoktu. İşlerin içine etmediÄŸi, kendisini ya da bir baÅŸkasını öldürmek istemediÄŸi tek bir gün bile yoktu.
Tek yapabildiği, gecenin derinliğine koşmak ve gecenin kendisini yutmasını umut etmekti.
Doc Holiday ölmüÅŸ ve bu dünyadan gitmiÅŸ olabilirdi, ancak Dana dünyada onun yerini almaya istekli insanların hiçbir zaman bitmeyeceÄŸini biliyordu. Kötülük, zamanın baÅŸlangıcından sona ereceÄŸi ana kadar hep var olacaktı...
İnsanlar mantık çerçevesine oturtulmayacak ÅŸeyleri bile anlamlandırmak isterler.
Dışarıdan saÄŸlıklı görünen pek çok insanın ruhu yaralıydı.
Hepimiz deÄŸiÅŸiyoruz. Yalnızca nedenleri farklı; hepsi bu. Bazı insanlar istedikleri için deÄŸiÅŸirler, bazıları ise mecbur kaldıkları için. Bazen bu bir seçimdir, bazen de deÄŸildir.
(…) gerçek hayat kurgudan çok daha tuhaftır. Kurgu, sonuna gelindiÄŸinde mantıklı gelir. Oysa gerçek dünyada, pek çok yazarın romanlarda bile olacağına inanmadığı milyonlarca ÅŸey yaÅŸanıyor. Gerçek dünyada insan aklına hayaline sığmayacak derecede olanaksız, olasılık dışı, tesadüfi ÅŸeyler yaÅŸanabiliyor. Ancak gerçek hayatta yaÅŸanan ÅŸeyleri her zaman bir mantık çerçevesine oturamıyoruz.
Hayat bizi kırmayı deneyebilir. Ancak bunu kabullenip kırık kalmak zorunda değiliz.
Buket Özsanat