Köpek Yavrusu, Orhan Kemal

Orhan Kemal'in Everest Yayınlarından çıkan Ekmek Kavgası kitabından bir öykü;

Köpek Yavrusu

Åžehrin ana caddesindeki kuyumcu dükkânlarından birinin kaldırımı önünde bir köpek yavrusu ön ayaklan üzerine uzanmış, acı acı sızlanıyor, arada başını iki yana çevirip, etrafını alan mahalle çocuklarına bakıyordu. Köpek yavrusunun iki ard ayağını az evvel, demir tekerlekli bir yük arabası ezmiÅŸti. Åžimdi mafsallardan aÅŸağısı pestile dönmüÅŸ, ayaklar yalnız bir deriyle baÄŸlı, sarkıyor, ezikten boyuna kan sızıyordu. Arada boynunu büküyor, sesini yükselterek bir ÅŸeyler anlatmak istiyor, sesi ağırlaşıyor, yükseliyor, sonra yavaÅŸçacık tükeniyordu. Etrafını alan mahalle çocuklarıysa yaramaz ve haÅŸindiler... Bunlardan Tatara benzeyen, basık burunlu birinin elinde bir deÄŸnek vardı. Åžakıldaklı entarisinin parçalanmış sırtından eti görünüyordu. Yanında, paslı bir çember tutan çok zayıf oÄŸlana:

— AÄŸlıyor ha! dedi.

Çok zayıf oÄŸlan başını salladı. 
— Heye.. Ver hele lan...

Tatara benzeyen oğlanın elinden sopayı aldı:
— N'apacan? Çok zayıf oÄŸlan cevap vermedi.

ÇektiÄŸi acıyı İNSAN'lara bir türlü anlatamayan köpek yavrusunun ezilmiÅŸ, kanlı etine dürttü. Köpek yavrusunun vücudu birden müthiÅŸ bir sarsıntı geçirdi ve acı acı bağırdı. BaÅŸta zayıf oÄŸlan, bütün çocuklar bir zafer çığlığı attılar.

— Bi daha dürt hele lan!

Deynek tekrar dürtüldü, sonra tekrar, tekrar...

Köpek yavrusu her seferde de öyle müthiÅŸ, öyle ondan beklenilmeyen sesler çıkardı ki, sanki bütün kudretini bu olaÄŸanüstü gayretlerle kaybetti ve tükendi gitti...

KöpeÄŸin çaresiz bir teslimlikle yan yatan, gözler kapalı, elleri düÅŸmüÅŸ, acı duyan, fakat artık inlemeÄŸe mecali kalmayan sükûtu evvelâ çocukların, sonra onları çevreleyen daha büyük, daha, daha büyüklerin neÅŸesini kaçırdı.

Tatara benzeyen oÄŸlan: 
— Vay ibne vay, dedi, bağırmıyor be!

Kırpık bıyıklı biri: 
— Ayağınnan bas da bak! dedi.

Kısa, lâcivert pantolonunun kıçı iri siyah bir bezle yamalı, yandan biri kargaya benzeyen, kesik benizli bir baÅŸka oÄŸlan, ayağında taşıdığı — babasının— battal, sarı kunduralarının topuÄŸuyla köpek yavrusunun ezilmiÅŸ iki arka ayağına bastı. Bayılmış, daha doÄŸrusu ölmüÅŸe benzeyen köpek yavrusu, ondan beklenmiyen yepyeni bir hamleyle ÅŸahlanarak öyle bir vahÅŸi ses çıkardı ki...

KöpeÄŸin etrafında ilk halkayı çeviren çocuklar, onları çeviren büyükler, daha büyükler birden ürktüler. Sonra köpek yavrusunun iki ön ayağı arasına sakladığı başıyla tepeüstü, acayip devriliÅŸini görünce korkacak bir ÅŸey olmadığını anlıyarak, tekrar toplandılar ve neÅŸeli çığlıklar yükseldi.

Seyirci büyüklerden biri: 
— Ulan eferim be! dedi.

«Eferim»i kazanan karga suratlı oÄŸlan yumruklarını göÄŸsüne vurarak, gururla: 
— AlloooooÅŸ! dedi, eden gazi. Nasıl?

Bütün çocuklar karga yüzlü oÄŸlana kıskançlıkla baktılar. 
«Daha yeni bir ÅŸeyler bulup, kendileri de eferim'i kazanmak için» arandılar;

Köpek yavrusunun ölümü yaklaşıyordu. Tatara benzeyen, yassı burunlu oÄŸlanın elâ gözleri, birden sarı sarı parladı.. Karşı kaldırımın önünde sökülmüÅŸ bir parke taşı duruyordu. KoÅŸtu, taşı yerinden zorla kaldırarak köpek yavrusuna doÄŸru geliyordu ki, «Hammal Memet bey» neredense zuhur etti. Tatara benzeyen oÄŸlanın niyetini anlıyarak onu kolundan yakaladı:

— Hele ha, hele ho .. Yazık...

Tatara benzeyen oÄŸlan muvazenesini kaybetti, parke taşı da yere düÅŸtü. OÄŸlan bunu bir yenilgi saydığı için, müthiÅŸ hırslanarak dikildi: 
— Sana ne? OÄŸlun mu da karışıyon? Herkes kahkahalarla güldü.

OÄŸlan şımardı: 
— Atarım atarım... Senin babayın iti deÄŸil ya!

Hammal Memet bey: 
— Yazık oÄŸlum, günah., diyecek oldu.

Fakat yassı burunlu oÄŸlan yumruklarını beline dayamış «Hammal Memet bey»e öyle bir azametle bakıyordu ki...

— Sen bir hambal adamsın, dedi, get yükünü taşı, senden akıl alacak deelük a!

Herkes kasıklarını bastıra bastıra gülüyordu. Bacağı kadar bir oÄŸlanın karşısında, kulaklarına geçmiÅŸ soluk kurÅŸunî fötrü, paçaları diz kapaklarına kadar çemirli kara donu, yalın ayaklarıyla «Hammal Memet bey» i bir soytarıya benzeten karnı tok bezirganlar, öteki çocukları da kışkırtmaÄŸa baÅŸladılar.

Derken iş azıttı..

«Ehey»ler, «zort»lar, karpuz kabukları ve avuç avuç toza tutulan «Hammal Memet bey» ÅŸaÅŸkına çevrildi.

SaÄŸa, sola saldırırken kafasına bir taÅŸ, geri dönüyor, dönerken beraber alnına koca bir karpuz kabuÄŸu yiyerek sersemliyordu. Etraf gittikçe kalabalıklaşıyordu.. GüneÅŸin altında boyuna çoÄŸalan bir kalabalık sesli sesli gülüyor, daha çok gülebilmek için kendilerini zorluyorlardı.

Bir ara, karga yüzlü oÄŸlanın kuru bileÄŸi «Me-met bey»in eline geçti, öteki çocukların «Ana avrat» küfürleri arasında, dönmüÅŸ gözleri, gerilmiÅŸ sinirleriyle, çocuÄŸu tokatlamaÄŸa baÅŸladı. ÇocuÄŸun ava< avaz haykırışı, etrafın yaygarası üzerine bir polisle iki bekçi koÅŸarak geldiler. Esnafın da iÅŸbirliÄŸiyle karga yüzlü oÄŸlan «Hammal Memet beyin elinden kurtarıldı ve «Bir çocuÄŸu cadde ortasında tokatlamak suçlusu» adam, karakola sevkedildi.

Köpek yavrusuna gelince...

O kendinden geçmiÅŸti. Küçücük başı, iki ön ayağı üstüne düÅŸmüÅŸ, kenarlarında yaÅŸlar kurumuÅŸ, yumuk gözleriyle sessiz sessiz yatıyor, arada aÄŸzı açılıyor, fakat hiç bir ses çıkmadan kapanıyordu.
Az sonra ihtiyar çöpçü, güneÅŸin altında büsbütün kurumuÅŸa benzeyen ve dünyasından memnun olmadığını belli eden bezgin haliyle, hayvanın başını çekerek geldi. Arabayı köpek yavrusunun yanında durdurdu. Alışkın bir kürek hareketiyle köpek yavrusunu yerden aldı, arabaya attı, sonra gene hep o bezgin, tadsız, kupkuru haliyle ve hayvanının başını çekerek uzaklaÅŸtı.

1945

6 AÄŸustos 2016 Cumartesi
2918 Görüntülenme

Facebook Yorumları

Site İçi Arama
Anket Tümü
Kitap okumanıza en çok engel olan şey nedir?