
Yılın son gününde, yıl boyunca okuduÄŸumuz kitaplar arasından sizler için seçtik.
Kitap DüÅŸlerinde 2017’nin en iyi 10 kitabı...
FildiÅŸi Kulesine ÇekilmiÅŸ Bir Aydın: Prof Kien
Kitabının oluÅŸum sürecini anlatırken, “romanın ana figürü, deliliÄŸin sınırlarına varmış bir tipti ve bu figürlerden her biri, diline ve en gizli düÅŸüncelerine varana deÄŸin ötekilerin tümünden ayrıydı.” Diyen Canetti Profesör Kien ile sıra dışı bir karakter yaratıyor. Sadece Kien mi? Fischerle, Therese ve Georges… Kitabın içindeki her karakter okuyanı düÅŸünmeye, sorgulamaya itiyor. Åžayet bu güne kadar okumadıysanız tekrar tekrar okunası bir eser olan KörleÅŸme’yi 2018 okuma listenizi almanızı tavsiye ederiz.
Emin Özdemir, O İyi Kitaplar Olmasaydı
Kitap tutkusuyla yanıp tutuÅŸuyorsanız, kitaplar “olmazsa olmazınız” arasındaysa, kitaplara bir de Emin Özdemir’in dünyasından bakın. 2018 için kendinize okuyacak bir dolu eser bulacaksınız bu kitabın içinde…
Marquez'in kaleminden büyülü bir sevda öyküsü: Kolera Günlerinde AÅŸk
"Kolera Günlerinde AÅŸk", Gabriel Garcia Marquez’in büyülü kaleminden çıkmış, büyülü bir aÅŸk romanı olmanın yanı sıra, siyasal ve toplumsal sorunlarında harmanlandığı, hastalıkların, sefaletlerin hüküm sürdüÄŸü bir dönem panoraması da sunuyor.
Kitapların yakıldığı bir dünya: Fahrenheit 451
Üç yaşından itibaren kitapların dünyasına adım atan, dokuz yaşındayken İskenderiye Kütüphanesinin üç kere yandığını okuduÄŸunda aÄŸlayan, yaÅŸamının büyük çoÄŸunluÄŸunu kütüphanelerde geçirdiÄŸini ve kütüphaneden mezun olduÄŸunu söyleyen Ray Bradbury’un kaleminden kitapların yakıldığı bir dünyaya bakmaya hazır mısınız? Kitap sevdalılarının içini acıtacak bir kitap Fahrenheit 451
Psikolojiye ilgi duyanlar için: Sybil
Bir insan kaç kiÅŸiliÄŸi birden yaÅŸatabilir içinde? HissettiÄŸiniz tüm duygular birbirinden ayrılıp, farklı kiÅŸiliklere bürünebilir mi? YaÅŸadığı acıları, korkuları, güvensizliÄŸi, nefreti unutabilmek ve hayata tutunabilmek için, kaç karaktere bölünebilir bir insan? 1973 yılında Flora Rheta Schreiber tarafından kaleme alınan ve Shirley Ardell Mason’un gerçek yaÅŸam hikayesi olan Sybil, tüm bu soruların cevabını veriyor bize.
Jerzy Kosinski’den Boyalı KuÅŸların Hikayesi
Kosinski, yıllar boyu okuduÄŸumuz, duyduÄŸumuz, gördüÄŸümüz her türlü ÅŸiddet olayını 239 sayfalık tek bir kitabın içinde birleÅŸtirip kötülüÄŸün kitabı olarak çıkarıyor karşımıza. Tek tek dinlediÄŸimizde kısa, geçici tepkilerimize yol açan olayları art arda sıralarken gerçeÄŸin balyozunu indiriyor okuyucunun kafasına. İnsanların kötülüÄŸünün sınırının olmadığı bilinmesine raÄŸmen, “insanlar bu kadar kötü olabilir mi” sorusunu her bölümde yeniden sorduruyor.
Albert Camus’un Yabancı’sı…
En garip olayların bile okurken sıradanlaştığı bir kitap Yabancı.
“Bugün annem öldü. Belki de dün, bilmiyorum.”
Albert Camus ilk olarak 1942 yılında yayınlanan kitabına bu sözlerle baÅŸlıyor. Neredeyse okuyan herkesin alıntıladığı bir baÅŸlangıç cümlesi oluyor bu iki cümle. İlgi çekici, ÅŸaşırtıcı… Ve devam ediyor Camus; “İhtiyarlar Yurdu’ndan bir telgraf aldım: ‘Anneniz öldü. Cenazesi yarın kaldırılacak. Saygılar.’ diyordu. Bundan pek bir ÅŸey anlaşılmıyor. Belki dün ölmüÅŸtür.”
Camus, sıradan, alelade, sürekli karşımıza çıkan bir olayı anlatırcasına, Meursault’un dilinden annesinin ölüm haberini ve ardından geliÅŸen olayları basit, umursamaz bir dille aktarıyor.
Dave Eggers’in Kaleminden Bir Teknoloji Distopyası: Çember
Neredeyse yediden yetmiÅŸe herkesin sosyal medya ve internet kullanıcısı olduÄŸu günümüzde, çemberin içinde kalmak ya da dışında kalmayı tercih ederek çemberin tamamlanmasını önlemek, bize dayatılan her ÅŸeyi kabullenmemek henüz elimizde. Nasıl bir kapana kısıldığımız ya da kıstırılmak üzere olduÄŸumuzun farkında olmak için Eggers’in Çember’inin mutlaka okunması gereken kitaplar arasında olduÄŸunu düÅŸünüyoruz.
George Orwell ve hakettiği değeri bulamamış eseri Aspidistra
Orwell Hayvan ÇiftliÄŸi ve 1984’de olduÄŸu gibi Aspidistrada da sistemi eleÅŸtiriyor. Kapitalizmin yanında komünizm ve sosyalizm de payını alıyor bu eleÅŸtirilerden. Karamsar ve umutsuz dünya görüÅŸünü bu kitaba da yansıtan Orwell, yarattığı Gordon karakterine biçtiÄŸi son ile sistemin demir pençelerinden kurtulmanın mümkün olmadığını, eninde sonunda etrafımızda dönüp duran diÅŸlilerin bir parçası haline geleceÄŸimizi vurguluyor.
Toprak Uyanırsa, Ekmeksizköy ÖÄŸretmeninin Hatıraları, Åževket Süreyya Aydemir
Toprak Uyanırsa, ütopik kitaplar arasında “En iyi Ütopya” ya da “İşte gerçek Ütopya budur” ÅŸeklinde tanımlayabileceÄŸimiz bir eser. Åževket Süreyya Aydemir kitabında insanı öne çıkararak, devletin ve halkın birbirini kucakladığı, sınırlamalarla deÄŸil, bir arada verilen mücadelelerle kurulan bir yaÅŸam sunuyor. Nefretin olmadığı, herkesin karşılık beklemeksizin birbirine yardım ettiÄŸi bir yaÅŸamda, güzelliklerle, sevgiyle ve saygıyla yoÄŸrulan toprağın ve ardından insanların uyanışını gözler önüne seriyor.